20 Şubat 2013 Çarşamba

yağmurlu bir sonbahar perşembesi

6 Aralık 2012. Yağmurlu güzel bir sonbahar perşembesi. Saat 13:40 ve yer İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Amfi 5.

*****************************

Belki defalarca filmlerde gördüğüm, beni tatlı hülyalara daldıran, kocaman ve tarihi salondayım. Burada mıyım? Evet. Hem de ruhen, bedenen, aklen, fikren beni ben yapan herşeyimle. Bir film değil, rüya değil, hülya hiç değil. Önümdeki, arkamdaki sıralarda, sağımda, solumda öğrenciler var. Pek çoğu çocuklarımla yaşıt, ama olsun. Buradayım işte. Burada olanlara göre geç, isteyip de olamayanlara göre erken bile. Sırf bu an için kırk yıl yaşayıp beklemeye değermiş. Abartmıyorum, ne bir eksik, ne bir fazla. Tastamam böyle hissediyorum.

*******************************

Şu an defterim kopyalarla dolu daracık bir masanın üstünde. Neler yok ki yazılan kopyalarda. Olmayan tek şeyi de galiba ben yazıyorum. İyi ki salona erken girmişim. Kendimi arefede gibi hissediyorum, bayramdan heyecanlı. Gözlerimi kapayıp salonun yıllanmış ahşap kokusunu çekiyorum ciğerlerime. Çarpan sıraların ve öğrencilerin hazırlık seslerini dinliyorum. Benim için tarihi olan bu ana bütün duyularım şahitlik etsin istiyorum. Dinimi ve dünyamı sembolize eden, birliktelikleri için onca zaman beklediğim, beni tamamlayan eşyalarımla. Başörtüm, defterim, kalemim, kitabım.. Kalbimde birbirini ateşleyen ve tamamlayan iki aşk: İman ve ilim. İlmettikçe imanım, iman ettikçe ilim aşkım kuvvetleniyor. Bu o kadar hoşuma gidiyor ki, bir şelale olsunlar ve beni sürükleyip götürsünler istiyorum. Nereye mi? Sahilinden yeni bir şeyler kopartarak beni zenginleştirecek yepyeni ufuklara...

********************************

İçimdeki çocuk ve ihtihar el elele vermiş kırkıma gülüyorlar sanki. Biri çok olgun buluyor, diğeri de ham... İçimdeki çocuğun elinde şeker var sanki, ihtiyarın kucağında torun... Öylesine bir şeyler işte şu anki sevincim, huzurum... Kimse yok, yalnız "ben" varım. "Benliğim" için varım, "ben" olmak için buradayım. "Kim" liğimi bulmak, "kim"liğime "kimlik" kazandırmak için. "Öz" gürlüğümü yakalamak, "özgür" olmak için. Kim için? "Oku" diyen, "aklet" diyen, "kulum" diyen, "halifem" diyen; "kul"u olduğum, "köle"si olduğum, "kurban"ı olduğumun; "bilen"i, "halife"si, "akleden"i olmak için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder