25 Şubat 2013 Pazartesi

ihtiyârlığı yaşlılığa, akıl bâliği ergenliğe tercih etmek...


birbiri yerine kullanılan, daha doğrusu kullanılabilir sanılan bu kavramları biraz inceleyelim:

ihtiyâr: 1) seçmek, seçilmek. 2) irade, yetki. 3) yaşlı kimse.
ihtiyârî: seçime bağlı.
ihtiyâriyyat: yapılması insanın elinde olan şeyler.
muhtâr: 1)ihtiyar eden, seçen, irade ve yetki sahibi. 2) seçilmiş, seçkin, hareketinde serbest olan, istediği gibi davranabilen kimse. 3) halk tarafından mahalle ya da köy işlerinin kendisine verildiği kişi. 4) özerk 5) peygamberimizin isimlerinden. (ömer muhtar ismini tekrar düşünelim)
yaşlı: yaşı ilerlemiş, yaş almış.
yaşlanmak: yaşı ilerlemek.
bâlig: 1) büluğa ermiş, yetişmiş,erişmiş, ergin, erişkin, reşit. 2) eren, ulaşan, varan. 3) toplam.
akıl balig:
ergen: döl verebilecek duruma gelmiş olan, erin, yeni yetme, akil baliğ, baliğ. 2) henüz evlenmemiş, bekâr.

şimdi tekrar düşünelim. hakikaten sadece fiziksel ya da biyolojik bir değişimi ifade eden yaşlılık ve ergenlik mi, yoksa akıl ve iradenin olgunlaşması, sorumluluk alabilmek yetkinliğini kapsayan ihtiyâr ve akıl bâliği mi tercih edersiniz. yaşlanmak herkesin korkulu rüyası. çünkü bedenen hep bir kaybı, muhtaçlığı, arızi bir durumu ifade ediyor. yaşlanan için de yakınları için de pek istenmeyen bir durum oluyor haliyle. halbuki ihtiyarlık; dağın tepesine yaklaştıkça geniş bir bakış açısı ve hakimiyet kazanmak gibi. âkil olan, danışılan, yol gösteren, tecrübe aktaran, isabetli seçim ve karar yeteneği gelişmiş kanaat önderi kimse yani ihtiyar; içinde bulunduğu toplumun dinamiğidir. dolayısı ilen ihtiyârlığına muhtaç olunan, önemli bir işlev sahibi, istenen ve sevilen kimsedir. bu derece kıymetli bir varlığı olduğunu bilen ve düşünen biri menapoz, andropoz, depresyon gibi yaşlılığın getirdiği psikolojik olumsuzlukları bertaraf etmiştir. nitekim her ebeveynin korkulu rüyası olan ergenlik de aynı bağlamda değerlendirilebilir. tamamen hormonal boyutuyla ele alınan bu dönem, hormonlarının esiri olmuş gençliği haklı bir bencilliğe ve sorumsuzluğa götürüyor. botokslu hormonlarıyla oyalanırken aklı bir türlü bülûğa eremiyor, yeşil dev gibi çocuk kalıyor. yaşlanıyor, yıllara direnmek için içindeki çocuğu hiç büyütmeden çocuk gidiyor. yetmişine merdiven dayamış genç kız/ delikanlı gibi görünmeye çalışan, giyinen, davranan ergenler görüyorum her yerde. yaşından genç göründüğünü söyleyene ellerinde olsa nobel filan verecekler.

velhasılıkelâm olgunlaşamayan, akılbâliğ olamayan, ihtiyârlayamayan bir nesil var. hani ellerinde olsa 20-30 yaş arasına demir atacaklar. hazların, hızların, zevklerin, hormonların pik yaparak akılsızlık, iradesizlik çöplüğüne dalışa geçilen çağ.

1 yorum:

  1. “En hayırlı genç odur ki, ihtiyar gibi ölümü düşünüp âhiretine çalışarak, gençlik hevesâtına esir olmayıp gaflette boğulmayandır. Ve ihtiyarlarınızın en kötüsü odur ki, gaflette ve hevesatta gençlere benzemek ister, çocukçasına hevesât-ı nefsâniyeye tâbi olur.” (Mektubat, Yirmi Üçüncü Mektup)

    YanıtlaSil