24 Aralık 2013 Salı

Karun’u Hatırladım

İlginç bir şekilde dün gece Kur’an’daki “Karun” kıssası geldi aklıma. “Kasas” Sûresinde geçen, Musa aleyhisselâmın anlatıldığı âyetlerin devamında aktarılan, “ibret” alınması istenen kıssa.
Bağlamından koparmamak için baştan başlamakla beraber, ana mevzudan ayrılmamak ve uzatmamak için atlayarak, anladığımı aktarabilmeye gayret edeceğim.
“Kasas”
4. Firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardandı.
Eğer ibret alınacaksa bugüne taşınması gerekir diye düşündüğümde, her bir tanıma güncel karşılık bulmaya başlıyorum. Kişi değil sistem olarak düşünüyorum. Firavun’un güncel karşılığı “Siyonizm”; Haman’ın ABD; askerlerin ise kullanılan iktisadî ve militarist örgüt ve kuruluşlar olduğunu “zann”ediyorum. Bölünmüşlüğün ise pek çok versiyonu var: “ gelişmiş, az gelişmiş, gelişmekte olan ülkeler”, “yakın doğu, uzak doğu, orta doğu”, “efendiler, köleler”, “etnik ve mezhep ayrılıkları ve çatışmaları”. Oğullar o zamanın savaşabilecek, başkaldırabilecek kesimini temsil ediyor, kadınlarsa güçsüz, savaşamayacak, peşinen boyun eğecek kısmını. (Bkz. Türkiye, Ortadoğu ve Afrika)
17. Musa: Rabbim! Bana lütfettiğin nimetlere andolsun ki, artık suçlulara (ve suça itenlere) asla arka çıkmayacağım, dedi.
Firavun’un Haman’ın ve askerlerinin bu sistematik gücünün karşısında “Genç” ve “Tecrübesiz” Musa’nın (AS) uzun soluklu ilâhi iktidar yolculuğuna hangi “ibret” çıkarımı ve “zihnî” dönüşümü ile çıktığını anlıyorum devamında. “Farkındalık”, “Pişmanlık”, “İdrak” ve “Yepyeni İdeal”.
39. O ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar.
“Bir grup AB büyükelçisiyle 17 Aralık’ta büyükelçilikte yemekte buluşan ABD elçisi Ricciardone’un “Halkbank konusunu dile getirmiştik. Sonuç alamadık. Şimdi imparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz” dediği öğrenildi.” Gündemdeki bu haberi ve öncesindeki âyeti birlikte okumanızı âcizâne tavsiye ediyor, bu yorumu da size bırakıyorum.
76-Doğrusu Karun, Musa'nın kavmindendi ve onlara karşı azıtmıştı. Ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarları gerçekten güçlü kuvvetli bir bölüğe ağır geliyordu. O zaman. kavmi ona şöyle demişti: "Güvenme (böbürlenme), çünkü Allah, güvenenleri (böbürlenenleri) sevmez.
Buradan itibaren artık kendi içimize dönmemiz gerekiyor. Zîra “Musa’nın kavmindendi” yeni bir başlık, sistem, ideoloji, sapkınlık türü. “Güç”, “Kuvvet”, “Anahtar” vurgu yapılan “Kâfir”lerden değil “Şaşan ve Aşan”lar üzerinden ibret-i âlem sunulan “Karun”.
78. Karun ise: O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi, demişti. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helâk etmişti. Günahkârlardan günahları sorulmaz (Allah onların hepsini bilir).
Yorumsuz…  Sona yaklaşıyoruz.
86-Sen, sana kitap indirileceğini ümit etmiyordun; fakat Rabbinden bir rahmettir o. O halde sakın kâfirlere arka çıkma!
Neyi nasıl anlamlandıracağına karar veremeyen, vicdanen rahatsız olan pek çok insan için belki de yeniden akıllara ve kalplere nazil oluyor Kitab-ı Furkan. Kâfir takımının ittifakta olduğu odağın karşısında durarak, arka çıkmaktan imtina ederek sağlama yapabiliriz. Uyarı açık ve net. Rahmet kâfirlerin karşısında olmaktır. Duruşun asaleti ise sona ayırdığım ve kendime düstûr edinmeye çalıştığım âyette diyerek “hak söz” ile noktalıyorum vesselâm…
55. Onlar, boş söz işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz size. Size selâm olsun. Biz kendini bilmezleri (arkadaş edinmek) istemeyiz, derler


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder