İlginç bir şekilde dün gece Kur’an’daki “Karun”
kıssası geldi aklıma. “Kasas” Sûresinde geçen, Musa aleyhisselâmın anlatıldığı
âyetlerin devamında aktarılan, “ibret” alınması istenen kıssa.
Bağlamından koparmamak için baştan başlamakla
beraber, ana mevzudan ayrılmamak ve uzatmamak için atlayarak, anladığımı
aktarabilmeye gayret edeceğim.
“Kasas”
4. Firavun, (Mısır) toprağında
gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan bir zümreyi
güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu.
Çünkü o bozgunculardandı.
Eğer ibret alınacaksa bugüne taşınması gerekir diye
düşündüğümde, her bir tanıma güncel karşılık bulmaya başlıyorum. Kişi değil sistem
olarak düşünüyorum. Firavun’un güncel karşılığı “Siyonizm”; Haman’ın ABD;
askerlerin ise kullanılan iktisadî ve militarist örgüt ve kuruluşlar olduğunu
“zann”ediyorum. Bölünmüşlüğün ise pek çok versiyonu var: “ gelişmiş, az
gelişmiş, gelişmekte olan ülkeler”, “yakın doğu, uzak doğu, orta doğu”,
“efendiler, köleler”, “etnik ve mezhep ayrılıkları ve çatışmaları”. Oğullar o
zamanın savaşabilecek, başkaldırabilecek kesimini temsil ediyor, kadınlarsa
güçsüz, savaşamayacak, peşinen boyun eğecek kısmını. (Bkz. Türkiye, Ortadoğu ve
Afrika)
17. Musa: Rabbim! Bana lütfettiğin
nimetlere andolsun ki, artık suçlulara (ve suça itenlere) asla arka
çıkmayacağım, dedi.
Firavun’un Haman’ın ve askerlerinin bu sistematik
gücünün karşısında “Genç” ve “Tecrübesiz” Musa’nın (AS) uzun soluklu ilâhi
iktidar yolculuğuna hangi “ibret” çıkarımı ve “zihnî” dönüşümü ile çıktığını
anlıyorum devamında. “Farkındalık”, “Pişmanlık”, “İdrak” ve “Yepyeni İdeal”.
39. O ve askerleri, yeryüzünde haksız
yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar.
“Bir grup AB büyükelçisiyle 17 Aralık’ta
büyükelçilikte yemekte buluşan ABD elçisi Ricciardone’un “Halkbank konusunu
dile getirmiştik. Sonuç alamadık. Şimdi imparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz”
dediği öğrenildi.” Gündemdeki bu haberi ve öncesindeki âyeti birlikte okumanızı
âcizâne tavsiye ediyor, bu yorumu da size bırakıyorum.
76-Doğrusu Karun, Musa'nın kavmindendi
ve onlara karşı azıtmıştı. Ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarları
gerçekten güçlü kuvvetli bir bölüğe ağır geliyordu. O zaman. kavmi ona şöyle
demişti: "Güvenme (böbürlenme), çünkü Allah, güvenenleri (böbürlenenleri)
sevmez.
Buradan itibaren artık kendi içimize dönmemiz
gerekiyor. Zîra “Musa’nın kavmindendi” yeni bir başlık, sistem, ideoloji,
sapkınlık türü. “Güç”, “Kuvvet”, “Anahtar” vurgu yapılan “Kâfir”lerden değil
“Şaşan ve Aşan”lar üzerinden ibret-i âlem sunulan “Karun”.
78. Karun ise: O (servet) bana ancak
kendimdeki bilgi sayesinde verildi, demişti. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden
önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri
helâk etmişti. Günahkârlardan günahları sorulmaz (Allah onların hepsini bilir).
Yorumsuz…
Sona yaklaşıyoruz.
86-Sen, sana kitap indirileceğini ümit
etmiyordun; fakat Rabbinden bir rahmettir o. O halde sakın kâfirlere arka
çıkma!
Neyi nasıl anlamlandıracağına karar veremeyen,
vicdanen rahatsız olan pek çok insan için belki de yeniden akıllara ve kalplere
nazil oluyor Kitab-ı Furkan. Kâfir takımının ittifakta olduğu odağın karşısında
durarak, arka çıkmaktan imtina ederek sağlama yapabiliriz. Uyarı açık ve net.
Rahmet kâfirlerin karşısında olmaktır. Duruşun asaleti ise sona ayırdığım ve
kendime düstûr edinmeye çalıştığım âyette diyerek “hak söz” ile noktalıyorum
vesselâm…
55.
Onlar, boş söz
işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: Bizim işlerimiz bize, sizin
işleriniz size. Size selâm olsun. Biz kendini bilmezleri (arkadaş edinmek)
istemeyiz, derler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder